Erdoğan: Yarın yeni dönem başlıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Partinin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki (TBMM) grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Erdoğan: Yarın yeni dönem başlıyor
30 Haziran 2021 - 14:32

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için "CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil tıp ilminin, psikiyatrinin konusudur." dedi. Kanal İstanbul projesi ile ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kanalın kazısına da süratle başlıyoruz. Türkiye, Kanal İstanbul projesine kavuşacak" diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun Katarlı öğrencilere Türkiye'de sınavsız tıp fakültesi iddiasına da sert tepki gösteren Erdoğan, "Bu ne densizliktir, terbiyesizliktir. Tepeden tırnağa hepsi yalan." ifadelerini kullandı. Muhalefetin erken seçim çağrısına da cevap veren Erdoğan, "Haziran 2023 Türkiye'nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız budur." şeklinde konuştu.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, bir süre daha devam edecek olan Meclis çalışmalarında milletvekillerine başarılar diledi.

Milletvekilleriyle gruplar halinde gerçekleştirdikleri değerlendirme toplantılarına geçen hafta kaldıkları yerden tekrar başladıklarını anımsatan Erdoğan, yarın bir grup milletvekili ile tekrar bir araya geleceklerini, böylece salgın öncesi başlatılan ve beş grup halinde planlanan toplantıların tamamlanmış olacağını ifade etti. 

Erdoğan, Meclisin açılmasıyla gruplar halindeki sohbet toplantılarına yeniden başlayacaklarını bildirerek, "AK Parti’nin en önemli vasıflarından biri olan istişare kültürünün örneği olarak gördüğüm bu toplantılarda söz alan her milletvekilimiz özgürce düşüncesini ifade ediyor. Arkadaşlarımızla, illerimizin sorunlarından ülke ve dünya politikalarına kadar her hususu samimiyetle görüşme, konuşma fırsatı buluyoruz." dedi.

Kendisi dahil toplantılara katılan hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği hususun "2023 seçimlerinin ülkenin kazanımlarının korunması ve geleceği bakımından giderek daha önemli hale gelmesi" olduğunu belirten Erdoğan, "Dünkü Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda da ifade ettim; Türkiye, 2023 yılına yaklaştıkça partimize ve ülkemize yönelik saldırıların giderek artacağı anlaşılıyor. Maalesef güya muhalefet sıfatıyla ortada dolaşan bir parti ve onunla aynı yolda yürüyenler, Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik bu kampanyaya büyük bir hevesle ortak olmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

"YALAN TERÖRÜ"

"Elbette bu ülkede her dönemde iktidarla muhalefet partileri arasında çekişmeler, gerilimler, görüş farklılıkları yaşanmıştır." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama bu defa karşımızda bambaşka bir fotoğraf vardır. Dışardan ve içeriden birtakım sözler aldığı anlaşılan CHP, giderek daha pervasız, yıkıcı ve ahlaksız bir şekilde bizi hedef alıyor; buna benzer bir görüntü vererek ülkenin demokrasisine, ekonomisine, geleceğine kast ediyor.

Bu arada, CHP’nin dışardan aldığı sözleri biz söylemiyoruz, bizzat kendileri zaten ikrar ediyorlar. Eskiden beri içeride bunların değirmenine su taşımayı kendilerine vazife addeden bir kesim hep olagelmiştir. Kıyılarımız nasıl müsilajın tehdidi altında oksijensiz kalma riski ile boğuşuyorsa siyasette de yerli ve milli her adımı yok etmeye çalışan, dahası siyaseti kirleten bir müsilajla karşı karşıyayız. CHP’nin başını çektiği bu siyasi müsilaj, her türlü iftirayı, yalanı, çarpıtmayı, küresel boyutu da olan büyük bir medya ve sosyal medya ağıyla milletimizin üzerine adeta yağmur gibi yağdırmaktadır. Dikkatinizi çekiyorum, burada sehven, yanlış bilgi verme değil, bilinçli ve kasıtlı bir iftira, yalan, çarpıtma hali hatta stratejisi yürütülmektedir. Şayet, böyle değilse durum daha vahim demektir. Çünkü ortada klinik bir vaka söz konusudur. Bernard Shaw 'Yalancının cezası, kendisine inanılmaması değil onun kimseye inanmamasıdır' diyor. Başındaki zat başta olmak üzere CHP şürekasına zaten kimsenin inandığı yok ama onlar da kimseye inanmadıkları bir ruh haline sürüklenmişlerdir. Her ne sebeple olursa olsun, Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da bir yalan terörüdür. Bunlara göre, bu ülkedeki cumhurbaşkanından başlayarak bakanlarından, milletvekillerinden, bürokratlarından işadamlarına kadar herkes; esnafından, çiftçisinden, gençlerine kadar her kesim taammüden vatanına ihanet etmektedir. Herkes yolsuzluk yapmaktadır. Herkes hırsızdır, herkes uyuşturucu kaçakçısıdır, herkes banka soyguncusudur, herkes satılmıştır, herkes yanlıştır, herkes kötüdür. Ülkesini aklına gelen her türlü aşağılık sıfatla itham edecek her tarafı suç kaynayan bir yer olarak gösterecek kadar kendini kaybetmiş bir ruh hali ile karşı karşıyayız. Bizim bunca yalanı, bunca iftirayı, bunca ithamı büyük bir keyifle ve kendinden emin edayla ardı ardına sıralayan siyasetçi sıfatlı bu ruh hastasına ayıracak tek saniyemiz yoktur. Hukuk önünde hesap sorulacak hususların avukatlarımız vasıtasıyla elbette takipçisiyiz, takipçisi de olacağız. Diğer hususlarda ise diyoruz ki CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, tıp ilminin, psikiyatrinin konusudur. Hakikatle bağını bu derece koparmış bir insana doktorlar herhalde bir teşhis koyacaklardır, inşallah tedavisi de mevcuttur. Bize düşen 'Allah şifa versin' demekten ibarettir."

Erdoğan, "Yalan ve iftira meselesinde tek sorun CHP'nin başındaki zat olsa 'mazurdur' der geçeriz ama bu mesele medyada ve sosyal medyada giderek büyüyen bir sorun halini almıştır." ifadesini kullandı.

Sosyal medyanın en önemli yayılma mecrası olduğunu, bu sorunun sadece Türkiye'yle de sınırlı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Avrupa'dan ABD'ye kadar demokrasiyle yönetilen her yerde bu sorun tartışılmakta ve çözüm yolları aranmaktadır. Hatta birçok ülke bu tehditle mücadele için çeşitli kanuni düzenlemelere gitmektedir." diye konuştu.

SEÇİM HAZİRAN 2023'TE

Gelişmiş ülkelerin hayata geçirmeye başladıkları bu hukuki adımların benzerlerini artık kendilerinin de acilen gündemlerine almaları gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Üstelik ülkemizde bu sorun, geçmişi zaten darbe, vesayet, milletin değerlerine düşmanlık, yatırım karşıtlığı ile dolu olan bir zihniyetin elinde çok daha vahim hale gelmektedir. Bu çarpık anlayış, hükümetten özel sektöre, bürokrasiden, sivil toplum kuruluşlarına kadar her yerde sorumluluk sahiplerini şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamadıkları olumsuz bir iklime sürüklemektedir maalesef. Türkiye'yi 19 yıldır 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla yönetirken hiç kimseye kökeni, inancı, meşrebi sebebiyle en küçük bir sınırlama getirmedik. Zorlamada, tacizde, tarizde bulunmadık. Kendi hayal dünyalarında iktidar serabı görenler ise şimdiden yatırımcısından bankacısına, yargı mensubundan polisine, askerine önlerine kim gelirse herkesi tehdit etmeye başladılar. 6 ay sonra erken seçim var biliyorsunuz demi, haberiniz var. Bay Kemal öyle diyor. O diyorsa doğrudur. Muhalefetin 2023'le ilgili cüretinden cesaret alan kimi çevrelerin de galiz ifadelerle ülkeyi ve milleti ayakta tutan değerleri yıkmaktan, devri sabıktan söz ettiklerini işitiyoruz. Şunu unutun. Bunlar adeta bir yalan makinasıdır ve bu şekilde de bu yola devam edeceklerdir ama bir şeyi bilmeleri gerekiyor. Haziran 2023, Türkiye'nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız, ilan ettiğimiz tarih budur. Bu iş öyle sıradan bir iş değildir. Aklınıza ne gelirse yapın, böyle bir şey yok."

Siyasetin ciddiyet ve kararlılık istediğini dile getiren Erdoğan, "Yalanın egemen olduğu bir siyaset bizim kitabımızda yer almaz. Bunu böyle bilsinler. Rabbim, kendileri hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadıkları halde lümpen bir CHP iktidarında kendilerinden olmayan herkesi mahvetmekten, yıkmaktan, ortadan kaldırmaktan söz eden bu faşist zihniyetten ülkeyi muhafaza eylesin diyorum. Unutmayın ne demişti, 'kimse belediyelerden çıkarılmayacak, atılmayacak. 'Böyle demedi mi? dedi. Peki o günden bugüne belediyelerden personeller atılmaya başlandı mı? Atılıyor. Hele hele AK Parti'li olduğu zaman ona zaten dayanması mümkün değil hemen kapıya koyuyorlar. Gerek belediyelerin yan kuruluşlarında gerekse memur statüsünde olanları da acımasızca kapıya koyuyorlar." diye konuştu.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bütün bunlar bile hepimizin üzerindeki sorumluluğun ağırlığını göstermeye yeter de artar bile. Onun için kararlılıkla biz yolumuza devam edeceğiz. Hep birlikte unutmayın çok büyük bir vebal altındayız. Ülkemizi bu hastalıklı zihniyetin eline bırakmamak için çok daha fazla çalışacak, çok daha fazla mücadele edecek, çok daha fazla dikkatli olacağız. İşte bunun için girmedik ev, dokunmadık yürek, kazanmadık gönül bırakmayacağız diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Biz, 19 yıldır ülkeyi eser ve hizmet siyasetiyle yönettik, yönetiyoruz. Bunlar ise daha ancak rüyasını gördükleri iktidarlarını yıkım siyaseti üzerine bina etmeye kalkıyorlar. Gerçi yıkım siyaseti CHP zihniyetinin genlerinde var. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bu gerçeğin sayısız örneğini görüyoruz. Bu ülkede, Osmanlı'dan miras demiryolu projelerinin hepsini de Gazi Mustafa Kemal'den sonra CHP rafa kaldırmıştır. Bu ülkede girişimcilerin kendi kabiliyetleri ve sermayeleriyle kurdukları uçak fabrikalarının kapısına CHP kilit vurmuştur. Bu ülkede en büyük kalkınma projemiz olan GAP'a, Keban Barajı'nın inşasına CHP karşı çıkmıştır. Ekranları başında bizi izleyen milletime tekrar hatırlatıyorum Keban Barajı'na bile bunlar karşı çıkmıştır."

''KANAL İSTANBUL İÇİN AYNI TAKOZLUĞU YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR'' 

Türkiye'de kabiliyetli mühendisler tarafından üretilen otomobillerin, geliştirilen motorların, yapılan nice güzel işlerin hepsinin de CHP tarafından sabote edildiğini anlatan Erdoğan, "Bu ülkede vurulan her fabrika kazmasının önüne CHP dikilmiştir. Bu ülkede İstanbul Boğazı üzerinde gerdanlık gibi dizilen üç köprünün her birine de CHP karşı çıkmış, engellemek için elinden geleni yapmıştır. Bu ülkede yapılan ne kadar baraj, bölünmüş yol, otoyol, havalimanı, şehir hastanesi varsa velhasıl ne kadar kalkınma yatırımı varsa CHP hepsinin de önünü kesmeye çalışmıştır. Son olarak Kanal İstanbul için aynı takozluğu yapmaya çalışıyorlar. Hem de bu işi öylesine usul ve ahlak dışı bir üslupla yapıyorlar ki yeminli Türkiye düşmanları bile çıtayı böyle bir seviyeye indiremez." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

KANAL İSTANBUL PROJESİ

Biz muhalefetle ülkenin önüne çıkardığı engellerin değil millete kazandıracağımız eserlerin kavgasını yapmak isterdik. Mesela biz Kanal İstanbul dedik, onların daha cazip bir poje önermesini beklerdik. Biz şehir hastaneleri dedik, sağlık hzimetleri ücretsiz olacak dedik, onlardan çok daha ilerisini duymak isterdik. Karşımızda mızıkçı çocuklar gibi 'yaptırmayız da yaptırmayız' diyen, proje üretemeyen CHP var. Onun için diyoruz ki biz 19 yıldır kendi kendimizle yarışıyoruz. Türkiye bunca esere nasıl CHP'ye rağmen sahip olmuşsa Kanal İstanbul'a da sahip olacaktır. Bu projeyi şehrin geleceğini kurtaracak bir  eser olarak görüyoruz. 

Altyapı deplase çalışmalarının ardından kanalın kazısına da süratle başlıyoruz. Kanalın her iki tarafına inşa edilecek şehirler depreme hazırlık için kentsel dönüşüm çalışmalarında yaşanacak sıkışıklığı giderme çabasıdır. Özellikle şu anlatacaklarımı aziz milletimin dikkatle takibini rica ediyorum. Uzunluğu 45 km. Taban genişliği en dar yerinde 275 metre, derinliği 20.75 metre olan Kanal İstanbul'un şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Hedefimiz bu projeyi 6 yıl içinde tamamlayarak hizmete sunmaktır. İstanbul'a karşı sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin Kanal İstanbul'la ilgili ileri geri konuşmaları kendilerini komik duruma düşürmekten başka işe yaramaz. Neymiş efendim bu proje yeteri kadar tartışılmamış. Biz bu projeyi 11 yıl önce açıkladık, o günden beri tartıştık. Bunlar sadece yalan üretsinler, milleti aldatmaya kalksınlar.  Milletimiz yaşanan her şeyi görüyor, kafa ve gönül hanesine not ediyor. Bu projenin en önemli özelliklerinden bir tanesi de kentsel dönüşüm noktasında ciddi bir yükü alacak olmasıdır. Yanı başında Avcılar var. Vatandaşlarımıza 'Size yerler hazırladık, buralara yerleşebilirsiniz' diyeceğiz. Depreme dayanıklı yeni konutlar inşa etmek suretiyle de İstanbul'umuza yeni konutlar yapıyoruz. CHP zihniyeti hep olduğu gibi eser düşmanlığı yaparak ülkenin ve milletin sevincini gölgelemenin peşindedir.

KATARLILARA SINAVSIZ TIP İDDİASI... BU NE DENSİZLİKTİR

Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesine gireceği yalanını utanmadan 2 milyon 600 bin öğrenciye saygı duymadan tekrarlayacak kadar alçalabilen bir kafa bulunuyor. Bu ne densizliktir, terbiyesizliktir. Bu ülkenin bizimle olan bu ilişkilerini bir kenara koyup Katarlı öğrenciler sınavsız üniversiteye gireceksiniz diyor. Tepeden tırnağa hepsi yalan. Yalan ve iftira bataklığına öylesine gömülmüş durumdalar ki önlerine gelen bilginin doğruluğu bunları zerre kadar ilgilendirmiyor. 1994 yılından beri var olan askeri işbirliği protokolünün Katar'la da imzalanmasından ibarettir. Sınava giren öğrencilerin ve ailelerin moralini bozmanın kime ne yararı olmuştur. Aynı yalanı paylaşan sosyal medya mecraları en küçük bir hicap duymuşlar mıdır? Böyle bir kepazeliği aklımıza, vicdanınımıza sığdırabilmemiz mümkün değildir. Aynı yalanı inatla sürdüren bir partiye ülkenin hangi kritik meselesi bırakılabilir. Ülkemizin tüm gençlerinin, Kılıçdaroğlu'nun ve CHP yöneticilerinin yakalarına yapışıp, bu rezilliğin hesabını soracaklarına inanıyorum.

TEK DERTLERİ AK PARTİ'YE ZARAR VERMEK

Yaptıkları bir eser sözkonusu değil. Herhangi bir yerde çeşmenin musluğunu açmaya gidiyor, açılış töreni diye adını koyuyor. Arıtma tesisini temel atmama töreni... Bunlarla uğraşıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihine yeni yeni gidiyor. Şu müsilaj olayında da ortaya koydukları tezleri öğreniyoruz. Meselenin asla hakikati aramak olmadığını yaşadığımız tecrübe ile biliyoruz. İzmir'in durumu ortada. Meydanı bu yalan ve iftira tüccarlarına bırakmayacağız. Bıkmadan, usanmadan milletimize hakikatleri anlatacak, seçimler geldiğinde hak ettikleri şekilde hüsrana uğramalarını temin edeceğiz. Teröre karşı olduklarını bugüne kadar Bay Kemal'den duydunuz mu? Geçtiğimiz günlerde Çanakkale Assos'ta kaçak bir işletmenin açılış törenine katılıyorlar. Kaz Dağları ile ilgili her konuda ortalığı birbirine katanlardan bu konuda en ufak ses çıktı mı? Çıkmaz. Bunların derdi ağaç değil, bunların hiçbirinin derdi ülkenin istikbali değil. Tek derdi AK Parti'ye zarar vermek, CHP'yi de parlatmaktan ibarettir. Bizim tek muhatabımız millettir. Vakit siyasette taarruza kalkma vaktidir. Sosyal medyayı ihmal etmeyeceğiz ama enerjimizi sahaya, doğrudan insanımızla temasa vereceğiz. Hayat sosyal medyadan ibaret olsaydı tüm dünyanın yörüngesi bir anda değişirdi. Bu ülkelerin kimlerin elinde olduğu ortadadır. Bize düşen medya mecralarının sahte gündemlerine kaptırmadan ülkemizin gerçeklerine yöneltmektir.  Geçtiğimiz günlerde emekli bir general çıktı, 'Bunlar demokratik seçimle gitmez' diye milleti galeyana getirmeye çalıştı.

NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ?

Cumhur İttifakı ile çıktığımız bu yolda neden rahatsız oluyorsunuz? AB'den parasal yardım almadığımız için. ABD'de bir Dalton var, onunla dost olmadığımız için mi? Biz bu milletin evlatlarıyla beraberiz. Bu milletin evlatları John'lara, George'lara yeter de artar bile. İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerine de biz ulaştıracağız.

YARIN YENİ DÖNEM BAŞLIYOR

Türkiye salgın mcüadelesinde Türkiye yarın yeni bir döneme giriyor.  İçişleri bakanlığımız da genelgeyi geçtiğimiz günlerde yayınaldı. İnşallah salgının olumsuz etkilerini önemli bir ölçüde ortadan kaldıracak normalleşme dönemine adım atıyoruz. Bize düşen sağlık hizmetlerinden gıda tedarikine kadar her hususta tüm senaryolara hazırlıklı olmaktır. Yeni dönemin ülkemiz ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Vatandaşlarımdan yeni dönemde de tedbiri elden bırakmamasını istirham ediyorum. 12 Mart'ta ekonomi alanındaki yeni yol haritamızı paylaşmıştık. 154 eylemin yüzde 78'i bu sene tamamlanacak. Haziran sonuna kadar 35 eylem başlığından 31'i tamamlanmış bulunuyor. Yılın ilk yarısı için öngördüğümüz eylemleri başarıyla tamamladığımızı söyleyebilirim 

YORUMLAR

  • 0 Yorum